OSMANLICA VE TÜRKÇE KİTAPLAR, İSTANBUL VE İZMİR İLE İLGİLİ KİTAPLAR, NADİR SÖZLÜKLER, OSMANLI VE TÜRKİYE İLE İLGİLİ KİTAPLAR
MESELE Û MET'ELOKÊ K'URDA BI ZIMANÊ K’URDÎ Û RÛSÎ, Ordîxanê Celîl ve Celîlê Celîl, Řêdaksîa sereke ya edebîata řohilatê, Moskva, 1972. Ордихан Джасимович Ve Джалиле Джалил, КУРДСКИЕ ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ на Курдском и Русском Языках [Kurdskiye poslovitsy i pogovorki Na kurdskom i russkom yazykakh], Главная редакция восточной литературы, издательства "Наука" [Glavnaya redaktsiya vostochnoy literatury, izdatel'stva "Nauka"], Москва [Moskova], 1972. 455 s, 20.5 x 13 cm, sırtı bez kapakları karton cildinde.
Kürt atasözü ve deyimleri...
Пословицы и Поговорки Народов Востока [Doğu halklarının atasözleri ve deyimleri] dizinde basılan bu kitapta Ordkihane Jalil and Jalile Jalil tarafından toplanan, derlenen ve Rusça’ya çevrilen Kürt atasözü ve deyimleri Kurmanji Kürtçesi ve Rusça paralel metin olarak sunulmaktadır.
Share
HISTOIRE DES ISRAÉLITES DE SALONIQUE T. I. (140 AV. J TLC. À 1640) HISTOIRE SOCIALE, ECONOMIQUE ET LITTÉRAIRE DE LA VILLE MÈRE EN ISRAËL, ILLUSTRÉE PAR 19 CLICHÉS, CONTENANT UN SUPPLÉMENT DE 68 P. HORS-TEXTE SUR L'HISTOIRE DE I'INDUSTRIE DES TISSUS DES ISRAELITES DE SALONIQUE, I[saac]. S[amuel]. Emmanuel, Librairie Lipschutz, Paris, 1936. 304, 64, [4] s, metin dışında 16 levha, 25 x 15.5 cm, sırtı ve köşeleri deri kapakları bez cildinde.
Selanik Yahudileri tarihi...
Share
CATALOGUE DES SCEAUX BYZANTINES, Extrait de la Revue Numismatique, 1914, p. 207. Jean Ebersolt, Paris, Feuardent Freres, 1922. 76 s, 3 levha.
Share
SAMSOUN, PASSÉ - PRÉSENT - AVENIR, R[amire-Pie-Maxime]. Vadala, Librairie Orientaliste Paul Gethner, Paris, 1934. vi, 135 s, metin dışında 8 levha, 25 x 17 cm, kâğıt kapağında.
Samsun ile alakalı nadir bir kitap...
1925-1934 arasında Fransa’nın Samsun konsolosu olarak görev yapan R Vadala’nın Samsun’un tarihi, o sıradaki durumu ve geleceğine ilişkin öngörülerinden oluşan kitabı dönemi yansıtan bol miktarda fotoğrafla zenginleştirilmiştir. Çok nadir bir monografidir.
Share
LA MER NOIRE ET LES DÉTROITS DE CONSTANTINOPLE. H. Mischef, (Essai d’Histoire Diplomatique) Arthur Rousseau, Paris, 1899. viii, 699 s, 22 x 14 cm, karton cildinde.
Karadeniz ve Boğazlar sorununun 18. yüzyıldan itibaren uluslararası siyaset açısında çok kapsamlı bir etüdü.
Share
BIBLIOGRAFIA DEI VIAGGIATORI ITALIANI: ORDINATA CRONOLOGICAMENTE ED ILLUSTRATA, Pietro Amat di San Filippo, Roma, Coi Tipi del Salviucci, 1874. xxii, 143, [2] s, 26.5 x 16.5 cm, lüks deri cildinde.
Osmanlı imparatarluğu döneminde İstanbul ve daha birçok Osmanlı şehrine İtalyan seyyahlarca yapılan seyahatlerine ilişkin seyahatnamelerin kronolojik olarak derlendiği bu nadir kitap koleksiyonerler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Müzayedelerimizde ilk defa görülmektedir.
Share
[Senate] 25th CONGRESS, 3d SESSION [200], MESSAGE FROM THE PRESIDENT OF THE UNITED STATES COMMUNICATING, IN COMPLIANCE WITH A RESOLUTION OF THE SENATE, COPIES OF CORRESPONDENCE IN RELATION TO THE COMMERCE AND NAVIGATION CARRIED ON THE TURKISH DOMINIONS AND PACHALICK OF EGYPT. February 11, 1839. 215 s, 23.5 x 15 cm, kapaksız olarak.
Osmanlı limanlarının dış ticaret istatistikleri...
İstanbul’daki ABD elçisi David Porter’in ülkenin dört bir köşesindeki konsolosluk ofislerinden derleyip ülkesine gönderdiği resmi istihbarat raporları. Beyrut, Selanik, Girit, Kıbrıs, İskenderiye, Halep, İskenderun, Trabzon, Erzurum ve İzmir gibi şehirlerin üretim, dışsatım, emtia fiyatı istatistikleri, ticaret imkanları, gümrük uygulamaları, diğer ülkelerle rekabet şartları. Kitabın ikinci bölümü Osmanlı limanlarına uğrayan ABD ve diğer ülke şileplerine ait çok tafsilatlı tablolara yer verilmektedir. Bu tablolarda liman bazında şilebin adı, limana varış tarihi, kaptanının adı, mürettebatı, hareket ettiği, yol üzerinde uğradığı ve uğrayacağı limanların isimleri, taşıdığı kargonun niteliği bilgileri bulunmaktadır.
Share
AMERICAN CONSULAR JURISDICTION IN THE ORIENT, Frank E. Hinckley, W. H. Lowdermilk, Washington D.C., 1906. xx, [3], 283 s, ex-library, 23 x 15 cm, bez cildinde.
Hukûki açıdan Amerikan konsoloslukları...
1830 tarihli Osmanlı-ABD Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması, konsoloslukların yargısal açıdan yetki ve ödevleri, bu konunun medeni hukuk, ticaret hukuku gibi açılardan uygulama sahaları. Osmanlı topraklarında yaşayan, iş yapan Amerikan vatandaşlarının özel yaşamları ile iş yaşamlarında karşı karşıya kalabilecekleri durumların hukuksal açıdan incelendiği bu kitap müzayedelerimizde ilk defa görülmektedir.
Share
LEGATION PROPERTY IN CONSTANTINOPLE, TURKEY - LETTER FROM THE SECRETARY OF THE TREASURY, TRASMITTING A COPY OF COMMUNICATION FROM THE SECRETARY OF STATE SUBMITTING AN ESTIMATE OF APPROPRIATION FOR ACQUIRING OR RENTING LEGATION PROPERTY IN CONSTANTINOPLE, 58TH CONGRESS, 2D SESSION. DOCUMENT NO 90 [1903]. [Anonim], 8 s, bunun 4 sayfası binanın planlarıdır. Metin dışında 2 tam sayfa fotoğraf bulunmaktadır, 22.5 x 14.5 cm, kapaksız olarak. Tepebaşı’ndaki ABD (eski) konsolosluk binasının dahili planları, yerleşim düzeni vs.
Share
DES PATRIARCATS DANS L’EMPIRE OTTOMAN ET SPÉCIALEMENT EN ÉGYPTE, Sésostris Sidarouss, Les Patriarcats, Arthur Rousseau, Paris, 1907. xvi, 535 s, 25 x 16 cm, bez cildinde.
Osmanlı döneminde görev yapan patrikler...
Kitapta Osmanlı İmparatorluğunda ve Mısır’da bulunan patrikler ile ilgili detaylı bilgilere yer verilmektedir.
Share
THE PATRIARCHS OF CONSTANTINOPLE, Claude Delaval Cobham, Cambridge, at the University Press, 1911. 106 s, ex-library, 19 x 13 cm, şömizli bez cildinde.
Bizans döneminde Konstantinopolis’in patrikleri...
Bizans dönemindeki İstanbul patrikleri üzerine görülmemiş bir kitaptır.
Share
SVENSKA PALATSET I KONSTANTINOPEL, Bengt O. H. Johansson, Sveriges Kyrka och Ministerhus i Konstantinopel under sjutton- och Adertonhundratalen, Almqvist & Wiksell, Stockholm, 1968. 123 s, metin içinde 49 plan, çizim, fotoğraf vs, 25 x 17 cm, kâğıt kapağında.
(Kungl. Vitterhets Historie och Antikvitets Akademiens Handlingar, Antikvariska Serien 18). İstanbul'daki İsveç Sarayı İstiklal Caddesine bakan bir arsanın ortasındadır. Bu arsa 1757 yılında satın alınmıştı. Orjinal bina çeşitli yangınlarda zarar gördükten sonra 1818 yılında tamamen yanmıştı. Günümüzdeki binanın inşaatı 1870 yılında tamamlanmıştır. Bahçenin alt kısmında 1858 yılında İsveç elçileri tarafından inşa ettirilen küçük bir kilise bulunmaktadır.
İsveç Sarayı’nın 1737 yılından itibaren tarihçesini veren bu akademik çalışma müzayedelerimizde ilk defa görülmektedir.
Share
SECRETS OF THE BOSPHORUS, CONSTANTINOPLE, 1913-1916, Henry Morgenthau, Hutchinson, London, tarihsiz [c 1918]. xi, 275, 16 s, 19 resim, 19.5 x 12.5 cm, şömizli bez cildinde.
Henry Morgenthau (1856-1946) 1913 ve 1916 arasında Birleşik Devletler'in Osmanlı büyükelçisiydi. Kitabı, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış yıllarında, devlet katında olup bitenlerin içyüzünü tanımamıza, etnik milliyetçiliklerin nasıl kışkırtıldığını görmemize anlamamıza olanak tanıyor. Ayrıca, tarihin çok önemli bir dönemecinde, 620 yıllık bir imparatorluğun yıkılış yıllarında, başkent İstanbul’da oynanan diplomasi oyunlarının, hatta diplomasi savaşlarının perde arkasına tanık olmamızı sağlıyor. Henry Morgenthau, “Süper Diplomat” olarak nitelediği Alman Büyükelçisi Baron von Wangenheim ile Enver, Talat ve Cemal Paşa arasındaki ilişkiye ve kendisinin de hepsiyle olan ilişkisine dair ayrıntılı detaylar veriyor. Görevi süresince kendi yaptıklarını, ABD’ye yolladığı raporları, devleti idare edenlerle olan diyaloglarını ve Osmanlı coğrafyasında olup bitenleri anlattığı anıları tarihçiler açısından önemli bir kaynaktır.
Share
THE SULTAN AND HIS SUBJECTS, Richard Davey, Chatto & Windus, London, 1907. xiv, 507 s, 1 levha, ex-library, 22 x 14 cm, bez cildinde.
Yüzyılın başında İstanbul ve Osmanlı İmparatorluğu...
II. Abdülhamid Türkiye’sinin çok renkli ve ayrıntılı bir tablosu. İngiliz yazar Davey, bu eserini yazarken esas olarak İstanbul'a yaptığı gezideki gözlemlerinden hareket etmiştir. Kitabın esas ekseni, II. Abdülhamid'in toplumdaki ve siyasal hayattaki konumu, Osmanlı İmparatorluğu'nun birbirinden farklı kültürel ve etnik unsurları, ve Osmanlı reformları üzerine kurulmuştur. Aynı zamanda tüm Müslümanların halifesi olan II. Abdülhamid'i Papa'ya benzeten yazar, Şeyhülislam'dan sıradan dervişlere kadar din örgütlenmesi içinde ya da çevresinde yer alan unsurları da batıdaki ruhban sınıfı ile karşılaştırır. Buradan hareketle Türkiye'de İslâmiyet'i tartışan yazar, Osmanlı'nın geleceği üzerine varsayımlarda bulunur. Yazarın İstanbul ile ilgili tesbitleri kitabın diğer önemli tarafıdır. İstanbul'daki Hristiyanlar, Rum, Ermeni ve Musevi toplumu, Türklerin kutsal semtleri, surlar, yangınlar, Karagöz ve diğer sahne sanatları ayrı bölümler halinde anlatılmış ve İstanbul'un 1810’lardan itibaren tablosu çizilmiştir. Bursa hakkında bir bölüm de içeren kitap, bir gravür ve bir katlanan harita ile zenginleştirilmiştir. Davey’in İstanbul seyahatlerindeki gözlemlerinden ve taradığı yüzlerce kaynaktan oluşturduğu yapıt oldukça ayrıntılıdır. Kitapta yer alan Bektaşilik ve Masonluk ilişkisi oldukça tartışmalı ve ilginçtir. Abdülhamid’i Papa’ya benzeten yazar Şeyhülislam ve diğer dinî görevlileri ile karşılaştırıp buradan İslâmiyeti tartışmaya başlar. İstanbul’daki Musevi, Türk, Ermeni, Rum toplumunu Karagöz’ü, kutsal mekânları, yangınları oldukça ayrıntılı ve canlı bir üslupla anlatır. Kitapta ayrıca Bursa ile ilgili bir bölüm de bulunmaktadır.
Share
IS THAT LAMP GOING OUT ? TO THE HEROIC MEMORY OF FLORENCE NIGHTINGALE, Caesar (Pseud.) [Sir John Ernest Hodder-Williams], Hodder & Stroughton, New York, tarihsiz [c 1910]. 48 s, 1 resim, 19 x 12.5 cm, karton cildinde.
Florence Nightingale ile ilgili bir takım gerçeklere bakacak olursak, onun neden bir kahraman olarak kabul edildiğini daha iyi anlamış oluruz. İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca dillerine hakim olan Florence Nightingale, ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen genç yaşta hemşire olabilmek için büyük çaba göstermiş, bu uğurda evlenmeyi bile reddetmiştir. Kırım Savaşı süresince beraberinde 38 hemşire görev yapmış, ölmekte olan ya da ölmüş askerlerin yerine sık sık mektuplar yazıp ailelerine göndermiş, gösterdiği üstün hizmetlerden ötürü kendisinin büyük bir hayranı olan Kraliçe Viktorya tarafından çok özel bir broş ile ödüllendirilmiştir. Nightingale, geniş kapsamlı sanitasyon yasalarını yürürlüğe koymak için İngiliz Hükümeti ile birlikte çalışmış, 1859’da hemşirelik üzerine yazmış olduğu “What it is and what it is not” adlı kitap hemşirelik mesleğinin en önemli metinlerinden biri olmuştur. Amerikan İç Savaşı sırasında tarafların tavsiyelerinden faydalanmaya çalıştıkları Nightingale, Liyakat Nişanını alan ilk kadındır. Onun doğumgünü tüm dünyada “Uluslararası Hemşireler Günü” olarak kutlanır. Eser, ölüm döşeğindeki bir Kırım Savaşı gazisi tarafından Florence Nightingale’e dair anlatılan kurgusal bir öyküyü içermektedir.
Share
PANORAMA OF CYPRUS, PICTURE POSTCARDS OF CYPRUS 1899-1930, Satvros G. Lazaridis, Athens, 1987. 288 s, baştan sona resimli, İngilizce ve Yunanca paralel metin, 23.5 x 17 cm, kâğıt kapağında.
Kıbrıs kartpostalları katalogu...
Kıbrıs Panoraması 1899-1930, Kıbrıs kartpostallarını ve ilgili verileri tespit etmek, toplamak ve incelemek için birkaç yıl süren çok yönlü bir projenin sonucudur. Yazar, kütüphaneleri, antika dükkanlarını, kitapçıları, özel ve kamu arşivlerini birleştiren sürekli ve ayrıntılı bir araştırma yaptı; birçok özel fotoğraf ve kartpostal koleksiyonunu inceledi. Araştırması Kıbrıs'la sınırlı değildi, ancak İngiltere, Birleşik Devletler, Mısır ve gibi Kıbrıslıların yerleştiği yerlere yayıldı. Kitabın hazırlanmasındaki temel amaç eski nesli hatırlamak ve daha genç Kıbrıslılara ülkenin 20. yüzyılın başlarında nasıl olduğunu göstermektir.
Share
CHALCEDON, J[ohn]. S[tewart]. Macarthur, Society for Promoting Christian Knowledge, London, 1931. 191 s, 19.5 x 12.5 cm, şömizli bez cildinde.
Hristiyanlık tarihi açısından önemli bir yer: Kadıköy...
Kitapta Hıristiyanlığın ilk beş yüzyılında geçirdiği teolojik değişimler, farklı yorumlar, Efes, Kalhedon, İznik gibi çeşitli konsillerde alınan kararlar, Doğu-Batı kiliselerinin birlik tartışmaları, Hristiyanlığın eski Yunan felsefecilerinin ışığında çeşitli yorumları, Yahudilik ve antik Yunanistan‘dan etkileşimler gibi konular işlenmiştir.
Share
LA RÉNOVATION DE L’EMPIRE OTTOMAN. Paul Imbert, Affaires de Turquie, Librairie Académique Perrin, Paris, 1909, xvi, 312 s, metin sonunda 2 katlanır harita, 12 x 19 cm, kâğıt kapağında.
Bağdat ve Hicaz hatları ile Balkanlardaki demiryolu hatları, yenileşme hareketleri ve yeni anayasa.
Share
THE SCENTED GARDEN. ANTHROPOLOGY OF SEX LIFE IN THE LEVANT, Bernhard Stern, American Ethnological Press, New York, 1934. xii, [1], [-15] 443 s, metin içinde birçok fotoğraf, 23 x 16 cm, bez cildinde.
Osmanlılarda tıp, eczacılık ve cinsel hayat...
Orijinali Medizin, Aberglaube und Geschlechtsleben in Der Türkei (Berlin, 1903) başlığıyla yayınlanan Almanca kitabın David Berger tarafından yapılan İngilizce çevirisi. Önceden abone olanlara dağıtılmak üzere 600 nüsha olarak yapılan baskının 53 Numaralı nüshası. Bu eser Osmanlı’daki cinsel hayatı tüm yönleriyle ele alan en temel araştırmadır. İslamiyet’te evlilik kurumu, Müslümanlıkta eşlerin hak ve ödevleri, boşanma, Osmanlı sultanlarının düğünleri ve evlilikleri, Osmanlı haremindeki kadınların siyaset üzerindeki etkileri, Osmanlı Türklerinin düğün âdetleri, gelin ile damadın sahip olması gereken özellikler, cinsel saplantılar, İstanbul’daki genelevler, Osmanlı sarayındaki haremağaları, doğum, bebek ve çocuk yetiştirme âdetleri ve sünnet gibi son derece ilginç ve daha önce araştırılmamış konular Ortadoğu kadınlarının nü fotoğraflarıyla zenginleştirilerek sunulmaktadır. Dinî metinlerden de hareket ederek Ortadoğu’daki kadın-erkek ilişkilerine ışık tutmaya çalışan yazar aşk ve çekicilik, baştan çıkarma, evlilik, sadakat, fahişelik, doğum ve emzirmeye kadar cinsel kültüre ilişkin birçok konuyu, özellikle İslam dünyası, Müslüman’ın evliliğe ve cinselliğe ilişkin ilmihali ve Osmanlı padişahlarının evliliklerini ve haremiyle ilgili tüm detaylara girerek ele almaktadır. Bernhard Stern’in kitabı Osmanlı’da tıp, saray hekimliği ve eczacılık ile başlar. Hastaneler, akıl hastaneleri, sahte hekimler, göz, epilipsi ve akıl sağlığı uzmanı Osmanlı hekimleri, berber ve dişhekimleri ele alındıktan sonra, Osmanlı’da evlilik, cinsel hayat ve cinsel hastalıklara geniş yer verilen bölümler gelir. Konusundaki ilk ve tek kaynaktır.
Share
SECHZEHN JAHRE ALS QUARANTÄNEARZT IN DER TÜRKEI, Lamec Saad, Dietrich Reimer (Ernst Vohsen), Berlin, 1913. vii, 339 s. metin dışında 16 fotoğraf, kitabın sonunda 1 katlanır harita, 24 x 16 cm, karton cildinde.
Bir Marûni hekimin Osmanlı dönemine ait hatıraları...
19. yüzyılın son kolera salgını ve Doğu’da uygulanan karantina. Lübnanlı bir Marûni olan Lamec Saad (1852-1931) 10 yaşındayken evlatlık olarak Almanya’ya götürüldü. Würzburg’da tıp eğitimi aldı (1878-1880). 1880 yılında İstanbul’a geldi. Hotel Pesth’e yerleştikten sonra Alman Hastanesi’nde asistan hekim olarak çalışmaya başladı. Görevi dışındaki zamanlarını Péra’daki Della Suda, Galata’daki Modella ve İstanbul tarafındaki Kirkor Efendi eczanelerinde geçirdi. Yabancı doktorların imparatorluk topraklarında doktorluk yapması Mektebi Tıbbîye’nin açtığı sınavı kazanmalarına bağlıydı. Saad, bu sınava girip kazandı ve böylece imparatorluğun birçok noktasına yayılan 16 yılı karantina doktoru olmak üzere 30 yıl sürecek ve görev ve yaşam serüveni başladı. İran sınırındaki Hanikin’den Trabzon’a, Erzurum’dan Yafa’ya, Çatalca’dan Konya’ya kadar birçok yerde görev yapan Saad’ın kitabı o günlere dair birçoğu tıp tarihimizle ilgili birçok ilginç olaya tanıklık etmekte ve dilimize kazandırılacağı günü beklemektedir.
Share
CLEMENTE VIII E SINAN BASSÀ CICALA: STUDIO STORICO, SECONDO DOCUMENTI INEDITI, P. Ilario Rinieri, Civilta Cattolica, Roma, 1898. xv, 221 s, 24 x 16 cm, karton cildinde.
Cağoloğlu’na adını veren Yusuf Sinan Paşa...
Yusuf Sinan Paşa (1544-1606) Osmanlı sadrazamıdır. Messina'da doğdu. Asıl adı Scipione'dir. Babası Şarlken'in (Charles Quint) hizmetinde bulunan Visconte di Cicala adlı bir korsandı. Cicala ailesi aslen Sakız adasından olup Cenova Cumhuriyeti'nin hizmetine girmişti. Babası ile birlikte Cerbe Savaşı'nda (1560) Osmanlılar'a esir düştükleri sırada Napoli Krallığı'nin hizmetinde bulunuyorlardı. Esir olarak İstanbul'a getirildiklerinde kendisi saraya alındı, babası Yedikule Zindanı'na hapsedildi. Sarayda Enderun'da yetişti ve bir süre sonra İslâmiyet'i kabul ederek Yûsuf Sinan adını aldı. Babası ise 12 Aralık 1564'te Yedikule Zindanı'nda öldü. Cigalazâde şehzadeler mücadelesi sırasında Selim'in tarafını tuttu; önce silâhdar oldu, daha sonra da kapıcıbaşılığa getirildi. Mihrimah Sultan'ın torunu ile evlenince kendisine ikbal yolları açıldı. 1575-1578 yılları arasında yeniçeri ağalığı yaptı, Eflak'taki isyanı başarı ile bastırdı. Ağalıktan ayrıldıktan sonra şark seferi için İran'a yollandı. Özdemiroğlu Osman Paşa ve Ferhad Paşa'nın yanında 1583'te Van ve Revan, üç yıl sonra da Bağdat beylerbeyi olarak Safevîler'e karşı mücadele etti. Revan Kalesi'ni inşa ve tahkim ettirmesi, Bağdat'ta iken de Fırat nehri kollarının ıslahına çalışması takdirle karşılandı. 1590'da İstanbul'a dönüşünde Şah I. Abbas'ın torununu rehine olarak yanında getirdiği gibi padişaha pek çok da hediye sundu. Erzurum beylerbeyiliğinden sonra 1591'de kaptan-ı deryalığa tayin edildi. Dört yıl süren bu görevi sırasında korsanlarla amansız bir mücadeleye girişti. Devlet erkânının teklifiyle 27 Ekim'de vezîriâzamlığa getirildi. Göreve gelir gelmez timar sahipleri ve ulûfeli asker içinde yoklama yaptırttı ve mevcut bulunmayan 30 bin kişinin tahsisatını kesti, bunları ağır cezalara çarptırdı. Bu hareketi çok tenkit edildi. Ayrıca davet edildiği halde Eğri'ye gelmeyen ve savaş için az bir kuvvet gönderen Kırım Hanı Gazi Giray'ı azlettirip yerine Fetih Giray'ı getirtmesi muhalifleri tarafından aleyhine kullanıldı. Bunun üzerine bir buçuk ay kadar kaldığı vezîriazâmlıktan azledilerek önce Şam beylerbeyiliğine, ardından da tekrar kaptan-ı deryâlığa getirildi (1599). Hazırlattığı donanma ile Akdeniz'de uzun seferler yaptı. Bu faaliyetleri Avrupa ülkelerinde tedirginliğe sebep oldu. Mora'nın batısındaki Ayamavra Limanı’nı tehdit eden korsanları bertaraf etti; Venedik ve Fransa gemileriyle taşınan buğdaylara el koyarak Türk gemilerine ve tüccarına imkân sağladı. 1604'te I. Ahmed tarafından yeniden İran seferiyle görevlendirildi. İran Şahı Abbas'ın Tebriz üzerine yürüdüğünü öğrenince Revan'a gitmek istedi. Ancak Urmiye gölü civarında büyük bir bozguna uğradı; burada 30 bin kayıp ile çok sayıda esir verildi. Cigalazâde yanındaki az bir kuvvetle Van'a çekildi, oradan da Diyarbakır'a gitti. Bir süre sonra 1014 Ramazanının son günlerinde (1606 Şubatının ilk günleri) orada vefat etti. Kaynaklarda kırıcı, geçinilmesi güç ve devlet erkânı ile her an çekişme içinde bulunduğu ileri sürülen Cigalazâde için Avrupa devletleri büyük ümitler beslediler ve onun edindiği servetle bir gün Hıristiyanlık hizmetine döneceğini beklediler. Ölümünden sonra yapılan sayımda 2 milyon altın tutarında serveti ve 600 kölesi olduğu tesbit edildi. Kendisinden sonra iki oğlu da devlet hizmetinde çeşitli görevlerde bulundular. Bunlardan Mahmud vezirlik yaptı. Muhteşem sarayının bulunduğu Cağaloğlu semti bugün onun adıyla anılmaktadır. İstanbul'da ayrıca mescid, medrese ve mektep gibi hayır eserleri yaptırmıştır.
Share
MICHEL PACHA (1819-1907) ENFANT DE SANARY - CRÉATEUR DE TAMARIS G.R.A.I.C.H. Georges Ortolan, La Seyne sur Mer, 1989 (2. baskı). 59 s, metin içinde resimler, 24 x 14.5 cm, kâğıt kapağında.
Osmanlı Deniz Fenerleriyle ilgili...
Michel Pacha (1819-1907) Fransız bir mimar ve deniz feneri inşaatçısıydı. 1834’te Avrupa'yı kasıp kavuran kolera salgınından korumak için babası, Blaise Jean Marius Michel'i yanına alıp denizlere açıldı. Yıllar süren açık deniz macerası sayesinde çekirdekten yetişme bir denizci olan Michel, sonunda ülkesine döndü ve Paris Denizcilik Akademisi'ne girdi. Birkaç yılın sonunda deniz subayı olmayı başarmıştı. Aynı dönemlerde Fransızlar, Osmanlı İmparatorluğu ile Kırım'da Ruslara karşı savaşıyordu. III.Napolyon'un emri ile Jean Marius Michel, Napolyon'un arkadaşı Kont Montenegro'nun Karadeniz'de kayalara bindirmiş gemisini kurtarmaya geldi. Ancak denizdeki sinyalizasyon eksikliği nedeniyle çok zor anlar yaşadı. O sırada Montenegro'yu sağ salim Fransa'ya götürmesinin hayatının akışını değiştireceğini ise tahmin bile etmiyordu. Bu başarıya imza atması sonucunda Napolyon kendisine "Dile benden ne dilersen" dedi. Blaise Jean Marius Michel'in yanıtı kısa ve netti: "Doğu Akdeniz'de deniz fenerleri inşa etmek istiyorum. Tüm seyahatim boyunca bunun planlarını yaptım." Michel Paşa gerekli izni aldı ve 1855 yılından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu sahillerine deniz fenerleri inşa etmeye başladı. Bunların 120'sinin işletmelerini de kendisi almıştı. 1879'da, modern İstanbul limanının inşasındaki gayretleri nedeniyle kendisine Sultan Abdülmecid tarafından "paşa" unvanı verildi. Bu gelişmeler sonrası uzun yıllar yaşamını hayran kaldığı İstanbul'da sürdürdü. Mişel Paşa'nın İstanbul aşkı Güney Fransa'ya döndüğünde de tükenmek bilmedi. Sonunda Marsilya yakınlarında, Toulon cıvarında bulunan Tamarisk Koyu'nun tamamını satın alıp, burada yalılar, iskeleler ve Boğaz vapurları inşa ettirdi. Artık sadece siyah-beyaz kartpostallarda kalan o Boğaz vapurlarına ise Bosphorus ve İstanbul adını verdi. 1819-1907 yılları arasında yaşayan denizcinin yarattığı Tamarisk, İstanbul Boğazı'na benzerliği ile şimdi bile görenleri hayretler içinde bırakıyor.
Share
LES NOUVELLES DROLATIQUES DE MARC DE MONTIFAUD. Marc de Montifaud, 1880. 2ème série: Un Mariage a Constantinople, Un Point... de Tapisserie, Bruxelles, MDCCCLXXX [1880]. 67 s, 1 gravür, 18 x 11,5 cm, kâğıt kapağında. Marc de Montifaud (1846-1850/ 1912-1913?) Fransız yazardı.
Share
HISTOIRE DE TURQUIE DEOUIS LES TEMP LES PLUS RECULES JUSQU’A NOS JOURS, Ch[arles] Barthelemy de Paris, Tours, A. Mame et Cie, MDCCCLVI[1856]. 411 s, metin dışı gravürler.
Share
MEMOIR OF THE REV. PLINY FISK A. M., LATE MISSIONARY TO PALESTINE, FROM THE AMERICAN BOARD OF MISSIONS, Alvan Bond, Edinburgh, Waugh & Innes, MDCCCXXIX [1829]. xv, [2], [18-] 399 s, 19.5 x 11.5 cm, döneminin sırtı bez, kapakları karton cildinde.
Amerika’nın en güçlü misyoner örgütü American Board 1819’da Hristiyanlığın çıkış noktası olan Ortadoğu’yu programına almıştı. Çünkü onlarca Protestan misyoner örgütün ortak noktalarında Ortadoğu- özellikle de Anadolu ve Rumeli- Amerika’nın en büyük misyoner örgütü olan American Board’a ihale edilmişti ve örgütün yirmisini yeni tamamlamış, belki de bıyıkları bile terlememiş iki genç temsilci Pliny Fisk ve Levi Parsons, Şubat 1819’da Amerikalı gemici Yankeler’in alkışları arasında İzmir rıhtımından Osmanlı topraklarına ayak basıyorlardı. Andover Misyonerlik Koleji’nde bu vazife için yıllarca eğitilen bu iki öncü misyonerin yapacakları ilk iş ellerine verilen talimatta da açıkça belirtildiği gibi misyonerlik için yeni alanlar, bir ön çalışma ile bölgedeki halkın dinî, siyasî, sosyal, ekonomik ve ahlaki durumlarının bu faaliyete müsait olup olmadığını Boston’a American Board’ın merkezine rapor etmekti. Alvan Bond eserinde Osmanlı ülkesine ayak basan ilk Amerikalı misyoner olan Pliny Fisk’in (1792-1825) biyografisini kitaplaştırmaktadır. Blackmer 596
Share
LES OPUSCULES DE SAINT JEAN CHRYSOSTOME, ARCHEVEQUE DE CONSTANTINOPLE, Paris, Andre Pralard, MDCXCI [1691]. 702 s.
Share
BOSPORO THRACIO LIB. III, P. Gyllıı, [Pierre Gilles], Lvgdvni Batavorum, Ayud Elzeviros. 1632. 379+5 s.
Share
FROM IMMIGRANT TO EDUCATOR, Kevork A[vedis]. Sarafian, Vantage Press, New York, 1963. 294 s, şömizli bez cildinde.
Share
NOTES D’UN VOYAGEUSE EN TURQUIE, Marcelle Tinayre, Paris, Calman-Levy, [1909]. 296 s.
Share
CONTES TURCS, Pertev Boratav, dessins de Abidine Dino, Paris, Editions Erasme, 1955. 222 s, resimli.
Share
KONIA: LA VLLE DES DERVICHES TOURNIERS: SOUVENIRS D’UN VOYAGE EN ASIE MINEURE, Cl] ement]. Huart, Paris, Ernest Leroux, 1897. 258 s + 16 s yayıncı kataloğu, resimli.
Share
LA TURQUIE D’ASIE: GEOGRAPHIQUE ET ADMINISTRATIVE STATISTIQUE DESCRIPTIVE ET RAISONNEE DE CHAQUE PROVINCE DE L’ASIE MINEURE, Vital Cuinet, Paris, Ernest Leroux, 1894. CİLT 2 (Sayfa 241-474) HALEP, URFA, ELAZIĞ ve HARPUT
Share
LA TURQUIE D’ASIE: GEOGRAPHIQUE ET ADMINISTRATIVE STATISTIQUE DESCRIPTIVE ET RAISONNEE DE CHAQUE PROVINCE DE L’ASIE MINEURE, Vital Cuinet, Paris, Ernest Leroux, 1894. CİLT 3 (Sayfa 481-781) İZMİR VİLAYETİ ve BİGA SANCAĞI
Share
KONSTANTINOPEL BALKANSTAATEN, KLEINASIEN ARCHIPEL, CYPERN: HANDBUCH FÜR REISENDE, Karl Baedeker, Leipzig & Paris, Karl Beadeker & Paul Ollendorf,1914. 2. basım. LXXVI, 484 s, metin dışı harita ve resimler; künye sayfası hasarlıdır.
İstanbul için en bilinen rehberlerden biridir...
Share
SUR LES LIGNES DE FEU - LE CARNET DE CHAMP DE BATAILLE DU COLONEL DJEMAL BEY - DE KIRK-KILISSÉ A TCHATALDJA, Georges Rémond ve Alain de Penennrun, Librairie Chapelot, Paris, 1914. 231, [1] s, 1 levha, metin sonundaki cepte 4 katlanır cephe haritası, 18.5 x 12 cm, kâğıt kapağında.
Share
PUBLICATION FAITE PAR LA SOCIETE POUR LA PROPAGATION DES IDEES PASIFIQUES. Echos de la Conference de la Haye, Le Prince Arfa-ud-dovleh Mirza Rıza Khan Daniche, Bruxelles, 1903. 15 s.
Share
LA GUERRE EN ORIENT. AUX DARDANELLES ET DANS LES BALKANS, Gabriel Domergue, Perrin, Paris, 1916. xv, 244 s, yazarından ithaf imzalı, 19 x 12 cm, kâğıt kapağında.
Share
AU FEU AVEC LES TURCS. Journal d’Opérations (Compagne de Thrace: 12 Octobre - 14 Novembre 1912) Kirkilissé-Lule-Bourgas - Tchataldja. G[ustav]. von Hochwæchter, Paris-Nancy, Berger-Levrault, 1913. Almanca’dan çeviren: Commandant Minart. Kitabın yazarı: attaché à l’état-major de Mahmoud-Mouktar-Pacha. vi, 122 s, metin sonundaki cepte 4 katlanır harita, 22 x 14 cm, kâğıt kapağında.
Kitapta, Balkan Savaşı sırasında Kırklareli, Lüleburgaz ve Çatalca bölgesindeki çarpışmalar bir Alman subayının gözüyle anlatılmaktadır. Meşrutiyet’in coşkusuna düşen Trablusgarp Savaşı gölgesi, Balkanlar’da süren milliyetçi yayılma hareketlerinin iştahını kabartıyordu. Trakya’dan Adriyatik kıyılarına uzanan Osmanlı toprakları, Rusya’nın desteklediği Sırbistan ve Bulgaristan’ın gizli bir antlaşmasıyla paylaşılır. Sonradan Yunanistan’ın da katıldığı bu antlaşmanın hayata geçmesi için beklenen kıvılcım, Karadağ sınırında Ekim 1912’de savaşı başlatır. Batıdan Sırpların, doğudan Bulgarların saldırısıyla başlayan savaş 1913 ortalarında bittiğinde, Edirne’nin batısındaki Osmanlı toprakları elden çıkmıştır. Müttefik Alman subayı Gustav von Hochwächter, bu savaşın ilk aylarında Osmanlıların doğu cephesinde görev yapmış ve bir savaş günlüğü tutmuştu. Bu kitap işte bu günlüğün penceresinden, Balkan Savaşı’na yokluklar ve eksiklerle giren ordunun, savaşı yönetenlerin başarısızlıklarının ve bu yüzden perişan olan askerler ve muhacirlerin feci durumunun bir tablosunu çiziyor.
Share
DIE TÜRKEI VON GESTERN UND HEUTE, Habib Edib, Berlin, Formstecher & Co., t.y. 42 s, resimli.
Share
TURKISH LIFE IN TOWN AND COUNTRY, Lucy M[ary]. J[ane]. Garnett, G. P. Putnam’s Sons, New York and London, 1904. viii, [1], 336, [5] s, 16 levha
Kentsel ve kırsal ortamda Türklerin sosyal yaşamı...
Türkiye’de kadın ve özellikle azınlık kadınları üzerine yapılmış ilk derli toplu etnoğrafya ve folklor araştırmalardan biri olan The Women of Turkey and their Folk-lore (London, 1890) başlıklı ünlü kitabın yazarı olan İngiliz kadın araştırmacı ve seyyah Lucy M. J. Garnett (c 1848-1934) bu eserinde Türkiye’de kentsel ve kırsal hayatı incelemektedir. Türkler ve kurumları, kır yaşamı ve şehir yaşamı, harem ve Yıldız köşkünde hayat, dinî ve tarikat yaşamı, eşkıyaların yaşamları, Ermeni ve Yahudi cemaatleri, Makedonya ulusları ve Dağlı Arnavutlar ve göçebelerin hayatı gibi başlıkları bulunan kitapta Türkiye’de okul hayatı, İstanbul sokakları ve Bursa’da Pazar yeri gibi fotoğraflara da yer verilmiştir. Osmanlı mozaiğini oluşturan toplumların ve bunların örgütlerinin, mekânlarının, harem hayatının, köy yaşamının yanı sıra Yıldız Sarayı sakinlerinin hayatının, eğitim kurumlarının, Arnavut, Ermeni, Yahudi ve yerleşik olmayan toplumların ayrıntılı bir biçimde tanıtıldığı eserin sonuna, kitabın içinde geçen Türkçe terimlerin İngilizce açıklamalarının bulunduğu bir de sözlük eklenmiştir. 22 resimle zenginleştirilmiş olan kitaptaki başlıca konu başlıkları şöyledir: Türkler ve kurumları; Toprakları ve meskenleri; Kent yaşamı; Harem yaşamı; Kırsal yaşam; Yıldız Köşkü’nde yaşam; Dinî yaşam ve düşünce tarzı; Tarikat yaşamı; Eğitim ve kültür; Dağlı Arnavutlar; Makedonya ulusları; Ermeni cemaatleri; İbranî cemaatleri; Göçebe hayatı; Eşkiya hayatı…
Share
TAINA CIPREŞILOR RAPID-CONSTANTINOPOL-BIORAM, Camil Petrescu, Edutura Cartea Românescâ, Bucureşti, tarihsiz [c 1930]. 126, [1] s, 7 levha, 19 x 12.5 cm, kâğıt kapağında.
Camil Petrescu (1894-1957) Romen oyun ve roman yazarı, filozof, şair. Bütünüyle İstanbul’un anlatıldığı bu seyahatnamede Büyükada hakkında uzunca bir bölüm bulunmaktadır.
Share
CHI SI AIUTA DIO L’AIUTA (SELF-HELP) IN TUTTI I RAMI DELL’UMANA ATTIVITA nouvamente racata in italiano, sull’ ultima edizione inglese, con autorizzazione dell’ autore de Cesare Donati, Samuele Smiles, Milano, Fratelli Treves, 1888. 320 s. “Societa Dante Alighieri Comitato di Constantinopoli” kapaklı şık bez cildinde.
Share
DER BOSPHOR UND CONSTANTINOPEL, A. Dethier, Wien, Alfred Hölder, 1876. 84+2 s.
Share
THE DANUBIAN PRINCIPALITIES, THE FRONTIER LANDS OF THE CHRISTIAN AND THE TURK. BY A BRITISH RESIDENT OF TWENTY YEARS IN THE EAST, London, Richard Bentley, 1854. 2 cilt<. C.1 - 424 s; c.2 - 421 s.
Share
A MONTH AT CONSTANTINOPLE, Albert Smith, London, David Bogue, MDCCCL [1850]. 2. basım, 236+8 s.
Share
AM BOSPHORUS UND GOLDENEN HORN, P. Raymond Netzhammer, Stans, Typo. Von Ad. & P. Von Matt., 1903. 20 s.
Share
PRIVATE LIFE OF THE SULTAN, Georges Dorys [Alexandre Adonossi], D. Appleton, New York, MDCCCCI [1901]. xiii, 277, [5] s, 13 siyah beyaz fotoğraf, 19 x 13 cm, bez cildinde.
II. Abdülhamid’in özel yaşamı...
Fransızca’dan çeviren ve önsözü yazan Arthur Hornblow. Georges Dorys yazarın kullandığı müstear isimdir. Yazarın babası Konstantin Adossidi Paşa 1872-1874 ve 1878-1884 yılları arasında Sisam Adası beyliğinde, Girit valiliğinde bulunmuş ayrıca Osmanlı başkentinde bakanlık yapmıştı. Yazar eserini oluştururken babasının siyasi arenanın tam merkezinde bulunması sayesinde birinci elden topladığı meteryali kullanmış, materyalin diğer bir kısmı ise yazarın London Times’ın muhabiri olarak görev yaptığı dönemde biraraya gelmiştir. Kitabın yazarı Jön Türk hareketinde aktif olarak çalışmış, Paris’e kaçmış, kitabı da orada yazmıştır. Yıldız Saray’ına yakın olduğu için II. Abdülhamid’i yakından tanıma fırsatını bulan yazar Sultan’a ve yönetimine muhaliftir. Kitabında özel olarak korunan sarayında her an korku içinde yaşayan, zehirlenme korkusu nedeniyle yiyeceği yemeği önce kedi ve köpeklere tattıran, yaşadığı korkunun bir göstergesi olarak sarayı gece gündüz aydınlık tutan bir sultan portesi çizmektedir. Doğal olarak II. Abdülhamid kitabın basımından sonra kitabın basımını engellemek üzere girişimlerde bulunmuş, örneğin iş İsveç’te kitabın satışını engellemekle sınırlı kalmamış, kitabı aldığından şüphe edilenlerin evleri basılmıştır. Sultan, Fransızca basımın yapıldığı Fransa’da kitabın satışını engellemeye çalışmışsa da kitabın kamuoyunda yarattığı heyecan bunun yapılmasına imkan vermemiştir. Kitap önce Fransızca olarak Abdul-Hamid Intime (Paris, 1901) adıyla basılmış, hemen ardından müzayedemizde sunulan İngilizce baskısı yayınlanmıştır.
Share
LESSICO ITALIANO - TURCO, Luigi Bonelli, Roma, Istituto per l’Orient, 1952. 360 s.
Share
LA POLITIQUE MONETAIRE DE LA TURQUIE DEPUIS 1929, René Houille, Paris, Librairie de Recueil Sirey, 1937. [8]+152 s.
Share
AN ORGAN FOR THE SULTAN, Stanley Mayes, Putnam, London, MCMLVI [1956]. 272 s, 18 resim, 22 x 14 cm, şömizli bez cildinde.
Kraliçe I. Elizabeth’in Sultan III. Murad’a hediye olarak gönderdiği inanılmaz marifetleri olan mekanik orgun hikâyesi...
Thomas Dallam’ın (1570-1614’ten sonra) 1599-1600 yıllarını kapsayan güncesi. Tudor İngilteresi beş milyonluk küçük bir adadır. Kapitalizm yolunda hızla ilerleyen İspanyol ve Avusturya Habsburgları ve onların hasmı Fransa, bütün ticaret yollarını kesmiştir. Levant’ın çok aranan kârlı ürünlerinin satışından pay almak isteyen İngiltere, görkeminin son günlerini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü İspanyollara ve Avusturya’ya karşı kullanmak, bir yandan da Fransızların tekelinde olan kapitülasyonlara ortak olmayı istermektedir. Kraliçe 1. Elizabeth, 3. Murad’ın ilgisini kazanmak ve Levant ticaretini ele geçirmek için Kumpanya’ya inanılamayacak marifetleri olan mekanik bir org yaptırır. Orgu yapan Thomas Dallam, beş yardımcısı ile birlikte altı aylık bir deniz yolculuğuyla İstanbul’a gelir ve 3. Murad’ın yerine geçen 3. Mehmed’e marifetlerini sergilediği orgu sunar. Stanley Mayes’in Dallam’ın güncesinden ve o dönemin İngiliz, Fransız büyükelçilerinin, Venedik balyoslarının ve Fugger Acentesi’nin raporlarından yararlanarak yazdığı bu ilginç araştırma o döneme ilişkin açıklayıcı notlarla sunulmaktadır. Orgun sonu hazin biten öyküsü tarihimizin sıradışı olaylarından biridir.
Share