A TURKISH KALEIDOSCOPE, Clare Sheridan, London, Duckworth, 1926. 224 s.
İrlandalı heykeltraş ve gazeteci Clare Sheridan komünizm hayranı
olduğu için 1920’de Sovyetler Birliği’ne gider. Daha sonra ABD’ye
döner, Charlie Chaplin’le yakın arkadaş olur. 1923’de tekrar Rusya’ya
gider ardından Türkiye’ye gelir ve yerleşir. 1924-1925 döneminde
Türkiye’de bulunan yazar, daha önce Osmanlı Devleti topraklarında
farklı amaçlarla bulunan oryantalist ve ajan olarak görevler üstlenen
Gertrude Bell ve Freya Stark gibi bu topraklarda cirit atmış çağına
göre aykırı bir isimdir. Zamanını yalnız İstanbul Tarabya’daki
yalısında geçirmekle yetinmeyerek, Bursa, Ankara ve tüm Karadeniz
kıyısındaki limanları da gezmiş ve izlenimlerini bu kitapta toplamıştır.
Onun gözünden Şirket-i Hayriye grevini (1925), grev yapan işçilerin
tamamı işten çıkartılarak iki saniyede sona erdirilişini, İstanbul’dan
geçen Rus göçmenlerin, Ermeni ve Rumların, fakirlikten harap
durumdaki mübadele insanlarının tasvirlerini öğreniriz. Bu kitap
sadece gezi veya anı kitabı olarak değil, gayet sivri bir dille, yer
yer insafsız bir alaycılıkla yapılmış bir eleştiri olarak tanımlanabilir.
İstanbul’daki elçiliklerde düzenlenen şaşalı davetlerin yanı sıra,
sıradan Türklerin mobilyalarına, çiçek çeşitlerinden, hamamda geçen
muhabbetlere yeni cumhuriyetin her gün, her dakika ve özellikle de
aynı anda değişen manzaraları üzerinde dolaşmıştır. 1925 yılında
yazılan kimi sosyolojik ve politik saptamaların bugün bile geçerliliğini
koruyor olması okuyucuda hayret uyandırmaktadır.